İngilizce deyimler (idioms), günlük konuşmalarda yerli gibi konuşabilmenin anahtarıdır. Her ne kadar gramer öğrenmek temel olsa da, deyimler dilin doğallığını ve anlam derinliğini artırır. Bu yazıda, İngilizce’de sıkça karşılaşacağınız 30 deyimi anlamları ve örnek cümleleriyle birlikte sunuyoruz.
Neden İngilizce Deyimler Öğrenmeliyiz?
Deyimler sayesinde İngilizceyi sadece teknik olarak değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal yönleriyle öğrenmiş olursunuz. Bir diziyi, filmi veya doğal konuşmayı anlamak istiyorsanız, deyimsel ifadelerle aranız iyi olmalı. Ayrıca deyimler, İngilizce seviyenizi bir üst seviyeye taşır ve etkili iletişim kurmanızı sağlar.
Günlük Hayatta En Çok Kullanılan 30 İngilizce Deyim
- Break the ice – Ortamı yumuşatmak.
Let’s play a game to break the ice. - Hit the sack – Yatmak.
I’m really tired, I’m going to hit the sack. - Piece of cake – Çok kolay.
The test was a piece of cake. - Let the cat out of the bag – Sırrı ağzından kaçırmak.
He let the cat out of the bag about the surprise party. - Under the weather – Kendini kötü hissetmek.
I’m feeling a bit under the weather today. - Bite the bullet – Dişini sıkmak.
You'll have to bite the bullet and take the test. - Once in a blue moon – Kırk yılda bir.
She visits her hometown once in a blue moon. - Spill the beans – Ağzından kaçırmak.
Don’t spill the beans about the gift. - Cost an arm and a leg – Çok pahalı olmak.
This phone cost me an arm and a leg. - Kill two birds with one stone – Bir taşla iki kuş vurmak.
By visiting my parents, I killed two birds with one stone. - Speak of the devil – İti an çomağı hazırla.
Speak of the devil — there she is! - Let someone off the hook – Birini affetmek.
The teacher let me off the hook for being late. - Burn the midnight oil – Gece geç saatlere kadar çalışmak.
I had to burn the midnight oil to finish my project. - Miss the boat – Fırsatı kaçırmak.
He missed the boat on that investment. - Hit the nail on the head – Tam üstüne basmak.
You hit the nail on the head with your comment. - Go the extra mile – Fazladan çaba göstermek.
She always goes the extra mile for her clients. - Throw in the towel – Pes etmek.
He threw in the towel after trying for years. - By the book – Kurallara uygun.
He does everything by the book. - In hot water – Başını belaya sokmak.
He’s in hot water for missing the deadline. - Break a leg – Bol şans.
Break a leg in your audition! - On cloud nine – Çok mutlu olmak.
She was on cloud nine after getting the job offer. - Beat around the bush – Lafı dolandırmak.
Stop beating around the bush and tell me what happened. - It’s not rocket science – O kadar da zor değil.
Just follow the instructions; it’s not rocket science. - Hit the road – Yola çıkmak.
We need to hit the road early tomorrow. - The ball is in your court – Sıra sende, karar senin.
I made my offer, now the ball is in your court. - Burn bridges – Arkasından köprüleri yakmak.
He left the company angrily and burned all his bridges. - Up in the air – Belirsiz olmak.
Our vacation plans are still up in the air. - Put all your eggs in one basket – Tüm umutları tek şeye bağlamak.
Don’t put all your eggs in one basket; diversify your investments. - Call it a day – Bugünlük işi bitirmek.
We’ve done enough work; let’s call it a day. - In a nutshell – Kısaca özetlemek gerekirse.
In a nutshell, we need more time and money.
“Bir dili gerçekten öğrenmek istiyorsanız, o dilin deyimlerini öğrenmelisiniz. Çünkü insanlar böyle konuşur.”
Sonuç
Deyimler, bir dili mekanik değil, doğal kullanmanızı sağlar. Bu 30 deyimi günlük pratiklerinizde kullanmaya başladığınızda hem anlamanız hem de konuşmanız kolaylaşacaktır. Flashcard TR ile bu deyimleri tekrar edebilir, örnek cümlelerle kalıcı öğrenme sağlayabilirsiniz.
İpuçları: Bu deyimleri birer flashcard olarak hazırlayın, her gün 5 tanesini yüksek sesle okuyarak ve cümle içinde kullanarak öğrenin. Gerçek iletişimde kullanmaya çekinmeyin!
